123/content_bottom2.jpg);background-color:;height:40px;} td.edit_content_bottom2{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/content_bottom122.gif);} td.shouty{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/shouty2.jpg);background-color:;} td.shouty2{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/shouty2.jpg);background-color:#000000;} td.shouty3{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/shouty2.jpg);background-color:;} td.shouty4{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/shouty2.jpg);background-color:;} td.shouty5{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/shouty2.jpg);background-color:;} td.edit_rechts_cbg{background-image: none;} td.edit_rb_footer{background-image:url(https://img.webme.com/pic/d/deneme-test-123/edit_rb_footer2.gif);background-color:;} td.edit_rechts_bottom{background-image: url(URL);} -->
   
 
  FIKRALAR

Hikaye No..:32 Hikaye Adı..: 35 Yaş Tarih..:1/25/2001


Otuz beşime bastım geçen hafta... İlk yarı bitti : Hayat:1 Ben:0...!!!... Ama belliydi böyle olacağı Nicedir başlamıştı belirtiler: Yolda çocuklar "Amca su topu atıversene" diye seslendiklerinde kuşkulanmıştım ilkin... Sonra saçlarımdaki beyaz teller tescilledi yarı yolun ufukta göründüğünü, Baktım; lise fotoğraflarım sararmış, sınıf arkadaşlarım yaşlanmış. Eski dost sohbetlerinde sağlık ve çocuk konuşulur olmuş, seyahat ve aşk yerine... Gök gibi gürlemeye alışkın müzik setimin ses düğmesini kısar olmuşum, içimdeki uçurtmanın ipini çekercesine... Bizim zamanımızda diye başlayan nutuklar atmaya başlamışım mezuniyet törenlerinde, Hayret daha dün değil miydi benimkisi? Yıllar yılı dudak büktüğüm "ölümden sonra hayat" masallarına kulak kabartmaya başlamışım gizliden gizliye... İple çektiğim Haziranlara sırt çevirmişim. Yaşamın orta sahasına girmişim, irkilmişim... Ruhumun ikizleri yine çekiştiriyorlar kollarımdan; Biri, "daha ne gördün ki" diyor yüzünde papatyalarla, asıl şimdi başlıyor hayat!... Bundan sonrası rahat!" Lakin "Buydu görüp göreceğin" diye efkarlanıyor öteki... ikinci yari geçer hızla, yaslanırsın zamanla... Yaşı genç olanlar 35'e uzak durduklarını sanarak "Sahi oldu mu o kadar? Hiç göstermiyorsun" tesellisindeler. 35'le çoktan tanış olanlarsa "Hayata hoş geldin" pankartlarıyla karşılamadalar... İlk yarı sadece bir ısınmaymış meğer: asıl ikinci yarıda anlaşılırmış tadı, hayatın... kavganın... aşkın... Bense şaşkın... devre arası bilançolarındayım. Son dönemde kim bilir kaç kez eski anıları yaralı ele geçirdim,belleğimin derinliklerinde?... Kim bilir kaç kez kendime yakalandım, kendimden kaçarken?... Ve sustum vicdan sorgularında... Aksi sedamla bile dertleşmedim. Meğer ne yaman serüvenmiş hayat? Bazen yediveren gülleri gibi bereketli... Sanki hayat değil, Körfez Krizi mübarek: Bir koyup, beş alıyorsun... Yaşıyor, seviyor ve seviliyorsun... Bazense kıtlıktan kırılıyor ortalık, şaşıp kalıyorsun... Oysa herkes bilmezden gelse de
- skoru belli oyunun: 30'larda dedeni ve nineni kaybediyorsun, 40'larda anneni ve babanı... Ve 70'lerde kendini... Şimdi devre arası, yolun yarısı... Bugüne dek ancak tanıştık hayatla... Ben ona kendimi tanıttım, O bana kendini... Göğsüme madalya gibi dizdim hatalarımı... Zaferlerim onlar benim, olgunluğumun yapıtaşları... Ve derin bir yara gibi sakladım başarılarımı... Asansör çıkarken yukarı, dönüp bakmadım bile aşağı...Dönmesin diye başım... Ben istikballe arkadaşım... Ne var ki her şey yarım... Hayat da yarım, sevdalar da... Daha diyeti ödenmedi sevinçlerin... İhanetlerin hesabı sorulmadı... Nazım'ın dedidiği gibi "Kopardım portakalı dalından ama, kabuğu soyulmadı, sevdalara doyulmadı..." "Doydum diyen görmedim ki ben zaten..." Lakin gel de zamana anlat bunu...Sahi nedir bu telaş, bu kin? Sanki ölüye can yetiştireceksin... Baktım ikinci yari kapıda... ve hayatın ceza sahası yakın... Doldurdum bir kara kutuya 35 yılın hesabını. Acılar, sancılar bir çekmecede sevdalar diğerinde... Bir yerde hüzünler ve korkular, bir üstte sevinçler ve zaferler... Kat kat, dizi dizi dizdim kullanılmış takvimlerimi, Sabırla kapattım kutuyu, sevgiyle mühürledim ağzını... İlk yarı bilançom o benim: Yangında ilk kurtarılacak... Kazada ilk açılacak... Yarımlar tam olduğunda kara kutuyu açıp bakanlar teşhis koyacaklar halime... "Çok mutlu ölmüş, fazla yüksekten uçmuş zavallı" diyecekler Ya da, "Sebepsiz alçalmış... Bile bile vurmuş kendini dağlara!..." Fakat kara kutu ancak bir kısmını söyleyecek hikayenin... Kalanı benimle gelecek...Dağların yamaçlarına savuracağım en mahrem hatalarımı... Reyhanlar saklayacak sırlarımı... Skoru bir tek Ege'nin suları bilecek... Denize kavuşabilirse eğer içimdeki nehir... HAYAT : 0 BEN : 1


Fıkra Gibi No..:17 Fıkra Gibi Ad..: Nataşa Diploma ipod okul kariyer Burs


İzmirde 15 yıl kadar oluyor maçta yanıma süzme Karadenizli müthiş çenebaz bir vatandaşımız düştü. Günün olayı idi Nataşa konusu. Evli idi, onun da ilgisi vardi Nataşalara.. Dayanamadım sordum. "Karınızı aldatmak nasıl bir duygu " diye acaba? Suçluluk duymuyor muydu? Verdiği cevap şu oldu:
- Onlar da karı diye yıllarca bizi aldatmışlardur da! "


Fıkra No..:136 Fıkra Adı..:Oruçlu Temel Tarih..:11/19/2001


Dursun Temel'e sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun? Temal
- 100 tane demiş. Dursun
- Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin demiş. Bu espri Temel'in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal'i görmüş ve hemen sormuş
- Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyepilursun ? Cemal
- 50 demiş.
-Ha uşağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum demiş.


Fıkra Gibi No..:1 Fıkra Gibi Adı..:Söför Gönderen..: FIKRA_NET Mail Grup

Malum servis söförümüz trafikte hareket edemez halde beklerken (gayetde haklıydı çünkü önündeki arabalar kuyruk olmustu) arkadan kornaya abanan araç sahibine camdan sarkarak "Pokemon'muyum lan ben arabaların üzerinden uçayım" diye bağırarak tüm servisi yere yıkmıştı


Fıkra Gibi No..:2 Fıkra Gibi Adı..:Erkekte Küpe Gönderen..: FIKRA_NET Mail Grup

Bir Taksinin içerisinde geçen bir konuşma !
- Küpe mi takıyosun sen ? (dikiz aynasından zorlukla görüyor.)
- Ha evet.
- Baban kızmıyor mu ?
- yok kızmıyor.
- Benim oğlan yapıcak bi tarafına sokarım o kupeyi..
- Hmm ben sağda iniyim.


Fıkra Gibi No..:3 Fıkra Gibi Adı..:Babaanne Gönderen..: FIKRA_NET Mail Grup

Yetmiş sekiz yaşında, tonton bir babaannem var. Ne kadar modern olsa da gelişmiş teknolojiye ayak uydurmakta epey zorlanıyor. Buna en güzel örnek evimi aradığında telesekretere bıraktığı not.
- "Babaannesi aradı dersiniz."


Fıkra Gibi No..:4 Fıkra Gibi Adı..:Katı, Sıvı, Gaz Gönderen..: FIKRA_NET Mail Grup

Olay, bir arkadaşımın annesinin gözetmen olarak bulunduğu ilkokulu dışardan bitirme sınavlarından birinde gerçekleşiyor. Dışardan bitirme sınavı ya, yağlı ballı adamlar da var sınavda. Gözetmenler sınav sırasında sıraların arasında dolaşıyorlar. Tam o sırada gözetmen bakıyor, adamın biri soruların hiçbirine cevap verememiş; acıyor dama. "Maddenin üç halini yazınız" sorusunu parmağıyla işaret ediyor ve adamın kulağına eğilip cevabı fısıldıyor: " Katı, Sıvı, Gaz." Sınav kurulunu dumura uğratan an cevap kagıtları okunurken gerçekleşiyor. Sorunun cevabı, kagıtların birinde aynen şöyle yer alıyor:
- Katır, Sığır, Kaz


Fıkra Gibi No..:5 Fıkra Gibi Adı..:Printer Gönderen..: FIKRA_NET Mail Grup

Sene 1992, üniversite yılları. Anneannemin haç parasıyla zar zor bir bilgisayar kapatmışız ama printer'a para kalmamış. Akşam vakti printer'i olan bir arkadaşa gidip aleti ödünç aldım, eve dönüp proje çıktısı alacağım.Ankara'da her kış olduğu gibi yerler yine buz. Kayıp düşer de alete bir zarar veririm korkusuyla bir taksiye bindim. Daha iki dakka olmadan polis çevirdi, taksici kenara çekti, sonra arabadan indi, kimliğini gösterdi. Ben kucağımdaki cihazın inmemek için uygun bir bahane olduğu düşüncesiyle elde kimlik arabada bekledim. Polis abi geldi, kapıyı açtı, ve aramızda şöyle bir diyalog geçti:
- O ne len ööle?
- Printer (yanindaki öteki polise dönerek) Ecnebi oğlum bu. Sonra gülümseyerek kapıyı kapattı. Güle güle manasına ikisi birden el salladılar, tekrar yola koyulduk. 500 metre kadar gittikten sonra söför gene kenara çekti, çünkü gülmekten arabayı kullanamıyordu.


Fıkra Gibi No..:6 Fıkra Gibi Adı..:Düzen Gönderen..: FIKRA_NET Mail Grup

Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyor: "Bu düzen değisecektir" Bir vatandaş bağırmış: "Düzen hayatından memnun; düzülen ne zaman değişecek?"


Fıkra Gibi No..:7 Fıkra Gibi Adı..:Taksici Gönderen..: FIKRA.NET Mail Grup

Nasıl yağmur nasıl fırtına, adam bir taksiye el kaldırır, taksi durur.. Adam gideceği yeri söyleyince, taksici kızarak "ohoo orası çok yakın alamam seni" der ve gazlar gider.. Adam çok bozulur ama sonra bir sekilde evine gitmeyi başarır.. Ertesi gün şans eseri bir bakar ki, dün geceki taksici, evinin önündeki taksi durağındadır ve üçüncü sıradadır.. Hemen plan yapar ve ilk taksi söförüne yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?"
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bir kere verirsin.
- Hadi be sapık mısın, defol.. Adam bu cevabı alınca ikinci sıradaki taksiye yanaşır
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Sana 20 milyon veririm ama bana bir kere verirsin
- vay sapıkkk vayy defol sıra üçüncü taksiciye yani bizim taksiciye gelmistir.. Adam yanaşır:
- Ataköye kaça götürürsün ?
- 5 milyon
- Peki sana 20 milyon veririm ama bir sartım var
- Nedir ?
- Giderken diğer taksicilere el sallıyacaksın
- Ayıbettin abi tabii...


Fıkra Gibi No..:8 Fıkra Gibi Adı..:Bot Ne Kadar? Gönderen..: FIKRA.NET Mail Grup

Abimiz deri, yarım bot ve koyu kahverengi ayakkabıyı alıp kasaya yanaşıyor... Kasadaki bayan botları poşete koyarken, sayın Abimiz de soruyor;
- 43 lira değil mi?...
- Kız, "Ne münasebet" der gibi bakıyor ve "Bunlar orijinal deri...İndirimli fiyatı 180 lira..." Abi'mizin bitiş cümleleri, kızcağızın kopuş anına denk geliyor;
-Olur mu hanımefendi, altında 'Size 43' yazıyor...


Fıkra Gibi No..:9 Fıkra Gibi Adı..:Polise Veririm Gönderen..: Can Candan

Ünlü güftekâr ve tamburî Osman Nihat Beyefendi çapkınlığı ile pek meşhurmuş. Ankara'da bulunduğu sıralarda güzel bir günde Kızılay'a doğru yürümekte iken hemen önü sıra da çok güzel endâmlı, alımlı, çalımlı bir bayan yürüyormuş. Osman Nihat Bey kadına biraz yaklaşarak başlamış dil dökmeye:
- Aman Ya Rabbi! Ne güzel endamınız var! Şu belin inceliğine bakın. Ya saçların omuzlara dökülüşü. Kadın omuzunun üzerinden arkasına söyle bir bakıp, kafasını çevirmiş ve de sinirli sinirli yoluna devam etmiş. Fakat Osman Nihat Bey kadının peşini bırakmamış ve dil dökmeye devam etmiş:
- Bacaklarınızın güzelliği, keklik gibi sekisiniz ne de hoş... Sizinle birlikte olmak her halde hayata bedeldir..." Ve daha neler ne dil dökmeler. .. Tam bu sırada Kızılay Meydanı' na yaklaşmışlar. Dört yol ağzına ve polisin olduğu yere geldiklerinde kadın bütün sinirli haliyle Osman Nihat Bey'e dönerek:
-Şimdi polise veririm! Deyince: Osman Nihat, masumane bir tavır takınıp, ses tonunu yumuşatarak
- Aman hanımefendi, ben bir saattir yalvarıyorum. Niye polise?

 

SAAT
 
GÜNÜN RESMİ&SÖZÜ
 
ASK GERİ DÖNER AMA ZAMAN ASLA!
 
Sallanan Yazı OKULDAN BIKTINMI?CANIN SIKILMAKTAN PATLIOMU?O ZAMAN ''OKULLAR KAPANSIN''YAZIP 5151'E GÖNDER ''NAH KAPANIR''MELODİSİ CEBİNE GELSİN :)
ASK SÖZÜ
 
BİR GÜN ÇILGINLIK EDİP SENİ SEWDİĞİMİ SÖYLESEM,ALAY EDİP GÜLERMİSİN YOKSA SEN DE SEWERMSİN_? ÖMER'E TEŞEKKÜRLER!!!
Myspace Graphics



Image Hosted by ImageShack.us

EN KOMİK AĞRI DAĞIN ETEĞİNDE

Tarkan Vay Anam Vay

Tarkan Dedikodu

Ceza Holocoust

Göksel Dursun Zaman

Tarkan Hop Hop

Ceza Milliyet Reklamı

Caza Ayben Şaşlın Oğlan


 
Bugün 72 ziyaretçi (81 klik) kişi burdaydı!
type="text/css">
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol